Sanırım birileri benim şikayetlerimi duydu, çünkü bugünlerde gerçekten iyi tarihi aşk romanlarıyla karşılaşmaya başladım. Onlardan biri de şu görmüş olduğunuz nadide güzellik.
Tessa Dare ismini ilk kez D&R'da yabancı dilde kitap ararken görmüştüm. Biraz araştırmayla söyleyebilirim ki birçok tarihi aşk romanı yazarı, Tessa'nın kitaplarını oldukça beğenmektedir. Birkaç ay sonra da bir kitabı çevrildi, bu da benim şansım olsa gerek :) .
Tessa'nın bu kitabı "Spindle Cove" serisine aittir. Bu seri 5 roman+3 novelladan oluşmaktadır. Araştırdığım kadarıyla bu kitabın arkasından 1.5 yani novella geliyor fakat sanırım çevrilmeyecek çünkü e-kitap şeklinde var görülüyor. Diğer 2 novellanın kitap versiyonları olsa da çevrilir mi bir fikrim yok ama umarım çevrilirler.
Bana Bir Aşk Borçlusun yorumumu yaptıktan sonra yazılarımı bir türlü düzeltmediği için arka kapak yazılarını kendi cümlelerimle ben yazacağım bundan sonra.
**************************************************************************************
Pekala, konuyu anlatmaya başlayayım. Victor Bramwell, kısaltmayla Bram, babasının izinden giderek orduda görev almaktadır. Savaştayken bacağı ağır yaralanır ve geçici süreliğine ordudaki görevine ara verilir. Fakat Bram bunu bir türlü kabullenemez, onun yeri savaş alanlarıdır, rahat evler değil. Orduya geri dönmek için bulabildiği herkese mektuplar yollar ama şu ana kadar olumlu bir yanıt gelmemiştir.
Kararından bir türlü vazgeçmeyen Bram, işe yaramaz kuzeni Colin ve en iyi adamı Samuel Thorne ile Sör Finch'le konuşmak için Spindle Koyu'na gelir. Ulaşmalarına az kala önlerine koyun sürüsü çıkar ve ulaşım sorunu yaşarlar. Tabi akıllı Colin bu sorunu çözmek için bazı yerlere patlayıcı ekleyerek koyunları kaçırmaya çalışır. Bu sırada patlamayı duyan genç bir bayan neler olduğuna bakmak için bizimkilerin yanına gider. Bulunduğu yerdeki mayının patlamasına az kala Bram tarafından kurtarılır. Ve Bram kızı görür görmez çarpılır ve ondan öpücük alır uyanık şey :D Sonrasında öğrenir ki hoşlandığı kız Sör Finch'in kızı Susanna'dır.
Susanna, Spindle Koyu'nu sosyeteyle arası iyi olmayan veya sağlık sorunları olan hanımlar için özel hale getirmiştir. Burada kadınlar kendileri olmak koşulu ile dilediği her şeyi yapabiliyorlar. Yalnız koyun ünü tehlike altındadır çünkü koya Bram gelmiştir ve Susanna'nın kalbini kaptırması bir yana, burada bir milis kuvveti kuracaktır.
*************************************************************************************
Kitap, eylül ayı çıkışlı ve tarihi aşk romanı çıkma oranı acayip düşük. Konuyu ilk okuduğumda çoğunlukla sıkılacağımı düşünüyordum. Buna bizdeki kapak da etki etmiş olabilir. Neyse yazarı merak etme ve tarihi aşk romanı çıkma azlığından okumaya başladım.
Ve kitap beni baya şoka uğrattı. Sıkıcı ve ağır beklediğim kitap daha ilk sayfadan, bakın ilk sayfalar değil ilk sayfa, beni ele geçirdi.
Bir kere acayip komikti. Komedi ögesi ne yazık ki tarihi aşk romanlarında pek bulunmuyor. Şu ana kadar Julia Quinn ve Teresa Medieros'da gördüm bunları. Sanırım 3. kişi de Tessa oluyor şu an. Karakterlerimizin başlarına gelenler çoğu yerde kahkaha attırdı bana. Hele o Colin denen zampara yok mu? Zaten karakterlerin başına ne geldiyse çoğunlukla Colin yüzünden geldi :D
Susanna, yaptıklarıyla ve karakteriyle gönlümü kazandı. Çoğu zaman kararlı,cesur ve azimli, bir erkekten daha erkekçe şeyler yapabilen ama çok da sempatik olan biri. En sevdiğim yanıysa bu yanını diğer kızlara da kendi benliklerini kaybettirmeden aktarma isteği. Tabi o dönemlerde ne yazık ki kadının sözü fazla geçmiyor, Susanna bunun farkında olarak ve geçmişinden ötürü en azından ben onlara biraz yardımcı olayım diyerek Spindle Koyu'nu ta anlamıyla kadın cennetine dönüştürmüş. Keşke oraya ben de yazları gidebilsem diye çok hayal kurdurttu bana *-*
Bram da genel anlamda Susanna'ya benziyordu tabi ona sempatik diyemeyiz o ayrı. Ayrıca aramızda kalsın kendisi acayip bir sapık :P (Tabi Susanna'ya karşı, yoksa başkalarına bakmıyor :D )
İkilimizin kendilerinde farkında olmadıkları özellikleri birbirleri sayesinde düzeltme çabalarını görmek çok şirindi.
Yazarın kalemini de genel anlamda beğendim ben. Okurken bir an bile sıkılmadım.
Orada bulunan karakterlerin ilerideki akıbetlerini de merak ediyorum. Örneğin nazik leydimiz Diana, yalnız kendisinin hikayesi novella şeklinde. İşte bu yüzden Pegasus'un novellara da el atmasını istiyorum ben. Umarım okurum onun hikayesini :)
Yalnız Colin komik olmasına rağmen kitap boyunca davranışları çileden çıkardı beni. Gerçekten olgun bir karakter değil kendisi. Geçmişi ucundan da olsa gösterildi ama bu bile kendisinden hoşlanmamı sağlamayı başaramadı. Bakalım, sonraki kitap ona ait, yazar sevdirebilecek mi şu çocuğu.
Eğer uzun süredir tarihi aşk okumadıysanız ve komedi ağırlıklı kitap okumak istiyorsanız, daha ne duruyorsunuz, bir an önce okuyun ;-)
Comments
Post a Comment