Mezarın Dibinde-Yorum



                                                    BAZI ŞEYLER MEZARDA KALMAZ…


Yarı vampir Cat Crawfield'ın hayatının en güzel zamanlarıydı. Ölümsüz sevgilisi Bones'un da yardımıyla ölümlüleri kanun dinlemeyen ölümsüzlerden başarıyla koruyordu. Ne var ki Kedicik'in, gerçek kimliğini acımasız kan emicilerden saklamak için peşpeşe taktığı maskeler biraz eskimişti! Kedicik için tehlike çanları çalıyordu.



Bu da yetmezmiş gibi, Bones'un geçmişinden çıkıp gelen bir kadın onu mezara gömmeye kararlıydı. Hem de bu kez sonsuza kadar! Cat, intikam peşindeki bir vampirin ağına düşse de, ne yapıp edip Bones'a yardım edecekti. Birlikte ölümcül bir büyüyü durdurmaya çalışırlarken, özel ajanlık yetenekleri bu kez Cat'in imdadına koşmayacaktı. Bütün vampir içgüdülerini sonuna kadar kullanmak zorundaydı. Kendini ve Bones'u, mezardan da beter bir sondan kurtarmak istiyorsa tabii!

************************************************


 İlk 2 kitabı okuduktan sonra seriye biraz ara vermiştim. Bir gün kitaplığımda görünce "Tamam kızım, bu seriyi bu kadar aksattığın yeter, hem sen demiyor musun farklı türler okumak istiyorum diyen?" diye kendimi teşvik ederek 3. kitaba başladım.

 Cat, yine her zamanki gibi harikaydın kızım! Ben bu hatunu cidden çok seviyorum. Güçlü Cat'imi bu sefer hafiften duygusal bir şekilde görmek güzeldi ama bebeğimin canı yandığı için benim de canımı yaktı.

 Bones'e gelince. Serinin ilk kitabında Bones için ister Cat ile tek başına ayakları yere sağlam basan ve güçlü biri olarak görmüştüm. Bu konuda fikrim değişmese de (hatta şu anda daha da güçlenmiş olsa da) ben kendisine fazla ısınamadım. Öyle hayran olunacak bir özelliğini göremedim. Cat bence daha havalı ve inanılmaz biri. Forever Cat!

 1-2 cümlede spoilers var!!!

 Azıcık diğer karakterlere de değinmek isterim. Bones ile bir konuda tam anlamıyla uyuşuyoruz: Tate. Tate, senden hala nefret ediyorum. Allah rızası için şu Cat'in peşini bırak artık. Geri zekalı gitti bir de vampir oldu -_- 

 Başka nefretlik karakterse Ian. Hayatımda okuduğum en iğrenç kişilikli karakterlerden biri.

 Sanırım ben Bones'tan başka Spade ve Mercheres'e de ısınamadım. Spade, sözde serseri tipli gibi görünen erkeklere benziyor. Mercheres ise çok ama çok sıkıcı ve ruhsuz biri. Yeminle onun olduğu sahnelerde baygınlık geçiriyorum.

 Ve aramıza yeni katılan Vlad. Valla ben ona da aman aman sempati beslemedim. Eee, o zaman Cat'tan başka kimi seviyorsun diye sorduğunuzu duyabiliyorum :D Hemen söyleyim Cat'in amcası ve annesi. Justina'nın neresini mi sevdim? Dedikleri gibi Max büyük ihtimalle onun zihniyle oynadığı için vampirlerden nefret ediyor bence. Ayrıca gulyabani Rodney ile bir ilişkileri var şu an :D Güldüğüme bakmayın, bence çok tatlı bir ikili olur bunlar. Cat'in amcası da göründüğü kadar pislik değil arkadaşlar. Cat ile araları gün geçtikçe daha da iyi oluyor.

 Mezarın Dibinde, diğer 2 kitaba göre daha da hareketliydi. Bütün sayfalar aksiyon ve heyecanla doluydu. Açıkçası bu beni bir süre sonra yormaya başladı. Yanlış anlaşılmasın, her sahneden zevk aldım ama bir olay bitince hemen başka bir şey başlıyor. Bu da kafamın hafiften yanmasına sebep oldu.  

 Ben hemen 4. kitaba geçeyim :)

 Puanım: 4,5/5

Comments

  1. Canım selam ;
    Serilerin karakterleriyle beraber yaşıyorsun , çok hoşuma gidiyor ...
    Sevgiyle kal tatlım

    ReplyDelete

Post a Comment