Merhabalar, nasılsınız? Ben şu blogla ilgilenemediğim için çok kötüyüm. Okuduğum çok sayıda kitap var ama ya canım yorum girmek istemiyor ya da tam gireceğim bir şey çıkıyor. Şu finaller bitsin, inşallah bloguma daha fazla zaman ayırabileceğim.
Gelelim konumuza. Bence bu ay benim için harika olacak. Çünkü çıkmasını istediğim kitaplar çıkıyor ve yakında çıkacak kitaplar hakkında haberler alıyorum. Hazırsanız, benim için mayısı güzelleştiren kitaplarla tanıştırayım sizleri.
Doctor Who: Savaş Makineleri
Şu an en sevindiğim kitap bu oldu. Dizide Savaş Doktoru'nu baya sevmiştim ben. Büyük Zaman Savaşı ve Savaş Doktoru hakkında daha fazla bilgi edineceğim için çok mutluyum *-* Ayrıca kitabın çıkış süresi en geç nisan denmesine rağmen mayısta çıkmasından mütevellit beni iyice meraklara sürüklemiştir.
Yayın evi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 280
Fiyat: 21 tl
Büyük Zaman Savaşı ve Savaş Doktoru'na dair şimdiye dek anlatılan en detaylı hikâye!
"Eğer Dalekleri yenmemize yardımı olacaksa, Doktor, milyarlarca kişinin ölümü bizim için hiçbir anlam ifade etmez."
Büyük Zaman Savaşı yüzyıllardır sürüyor ve evreni tahrip ediyordu. İnsanların yaşadığı gezegenler, Dalekler tarafından ele geçirilmişti. Yorgun ve kızgın Doktor'un başını çektiği bir TARDIS filosu Daleklere saldırmaya hazırlanırken aniden Doktor'un TARDIS'i hemen altında bulunan gezegen Moldox'a çakılmaktan kurtulamadı. Bu kaotik toprak parçasında kısılı kalan Doktor'un dikkatinden bir şey kaçmamıştı: Dalekler insanları topluyor ancak öldürmüyorlardı. Cinder adında genç bir Dalek avcısıyla karşılaşan Doktor, durumun aslını öğrenmeye hazırdı. Moldox'tan Gallifrey'e kadar uzanan zorlu macerada, Daleklerin planını çözmeye çalışan ikili her şeyi hatta herkesi değiştirecek olaylara şahit olacaklardı. 8. ve 9. Doktor arasında köprü kuran, Doctor Who 50. Yıl Özel Bölümü olan The Day of the Doctor'la tüm dünyaya tanıtılan Savaş Doktoru'nun yalnızca kendisine ait ilk ve tek macerası: Savaş Makineleri.
"Pek çok suratım oldu. Pek çok yaşamım. Hepsini gün yüzüne çıkarmadım. Unutmak için çok çabaladığım tek bir yaşamım oldu… Zaman Savaşı'nda savaşan Doktor."
(Tanıtım Bülteninden)
"Eğer Dalekleri yenmemize yardımı olacaksa, Doktor, milyarlarca kişinin ölümü bizim için hiçbir anlam ifade etmez."
Büyük Zaman Savaşı yüzyıllardır sürüyor ve evreni tahrip ediyordu. İnsanların yaşadığı gezegenler, Dalekler tarafından ele geçirilmişti. Yorgun ve kızgın Doktor'un başını çektiği bir TARDIS filosu Daleklere saldırmaya hazırlanırken aniden Doktor'un TARDIS'i hemen altında bulunan gezegen Moldox'a çakılmaktan kurtulamadı. Bu kaotik toprak parçasında kısılı kalan Doktor'un dikkatinden bir şey kaçmamıştı: Dalekler insanları topluyor ancak öldürmüyorlardı. Cinder adında genç bir Dalek avcısıyla karşılaşan Doktor, durumun aslını öğrenmeye hazırdı. Moldox'tan Gallifrey'e kadar uzanan zorlu macerada, Daleklerin planını çözmeye çalışan ikili her şeyi hatta herkesi değiştirecek olaylara şahit olacaklardı. 8. ve 9. Doktor arasında köprü kuran, Doctor Who 50. Yıl Özel Bölümü olan The Day of the Doctor'la tüm dünyaya tanıtılan Savaş Doktoru'nun yalnızca kendisine ait ilk ve tek macerası: Savaş Makineleri.
"Pek çok suratım oldu. Pek çok yaşamım. Hepsini gün yüzüne çıkarmadım. Unutmak için çok çabaladığım tek bir yaşamım oldu… Zaman Savaşı'nda savaşan Doktor."
(Tanıtım Bülteninden)
Esir Yürek-Jennifer Royce
Kaliteli historical yazarı denince aklıma gelen isimlerden Jennifer. Daha önceden Ephesus tarafından Gözlerinin Esareti kitabı çıkmış ve okuyanlar tarafından -ben de dahil- çok beğenilmiştir. Bu kitabın ufak kısmı Wattpad'de yayınlanmıştı, sonra da hepimizi meraklara sürükledi. Bilmeyenler için söyleyim, kendisi Türk ve çok tatlı bir hanımefendidir. Fakat bizleri çok uzun süre beklettiği için kendisine hafiften kırgınım. Umarım yeni yayın evi ona uğurlu gelir ve kitap çıkarma süreleri baya azalır :) .
Dikkat çeken diğer bir özellikse kitabının, adını ilk kez duyduğumuz bir yayın evinden çıkıyor olması. Ve sanki bu yayın evi başarılı olacakmış gibi geliyor bana. Örneğin kitabın ciltli basılması. Bir de düzenlemeler iyiyse ben Ephesus kadar başarılı olacağına inanıyorum.
Yayın evi: Mortena
Sayfa sayısı: 488
Fiyat: 25 tl
Aynı kadere mahkum olmaları bir tesadüf müydü?
Fahid, korsan gemilerinde köle olarak büyümüştür.Yaşadığı hayatın zorlukları genç adamı katı ve duygusuz birine çevirirken, aynı zamanda hayatta kalmayı da öğretmiştir. Fakat köle olarak satıldığı ailenin küçük kızı Ayrin ile tanıştığında, unuttuğu tüm duygular yüreğinin derinliklerinden yüzeye çıkar.
Ta ki küçük kız kaçırılıp, kayıplara karışana kadar…
Ailesinden koparılıp, bir paşanın konağında cariye olmaya mahkûm edilen Ayrin, geçen yıllarda ne ailesinden ne de onu korumaya yemin etmiş altın gözlü devden tek bir haber almamıştır.Kaderini kabullenip, geleceğe dair tüm umutlarını yitirdiğini düşündüğü sırada, umut bir ışık gibi yeniden doğar. Genç kızın yıllar süren esaretinden sonra; Fahid, söz verdiği gibi onu bulmuştur.
Ta ki yaşamlarını şekillendiren taşlar yerlerinden oynayıncaya kadar…
Köle olarak korsan gemilerinde büyümüş sıra dışı genç bir adam, Aristokrat bir aileye mensupken, haydutlar tarafından kaçırılıp paşanın konağına cariye olarak satılan bir leydi…
Ve Mısır çöllerinde başlayıp, İngilitere'ye uzanan eşsiz bir aşk hikâyesi...
(Tanıtım Bülteninden)
Fahid, korsan gemilerinde köle olarak büyümüştür.Yaşadığı hayatın zorlukları genç adamı katı ve duygusuz birine çevirirken, aynı zamanda hayatta kalmayı da öğretmiştir. Fakat köle olarak satıldığı ailenin küçük kızı Ayrin ile tanıştığında, unuttuğu tüm duygular yüreğinin derinliklerinden yüzeye çıkar.
Ta ki küçük kız kaçırılıp, kayıplara karışana kadar…
Ailesinden koparılıp, bir paşanın konağında cariye olmaya mahkûm edilen Ayrin, geçen yıllarda ne ailesinden ne de onu korumaya yemin etmiş altın gözlü devden tek bir haber almamıştır.Kaderini kabullenip, geleceğe dair tüm umutlarını yitirdiğini düşündüğü sırada, umut bir ışık gibi yeniden doğar. Genç kızın yıllar süren esaretinden sonra; Fahid, söz verdiği gibi onu bulmuştur.
Ta ki yaşamlarını şekillendiren taşlar yerlerinden oynayıncaya kadar…
Köle olarak korsan gemilerinde büyümüş sıra dışı genç bir adam, Aristokrat bir aileye mensupken, haydutlar tarafından kaçırılıp paşanın konağına cariye olarak satılan bir leydi…
Ve Mısır çöllerinde başlayıp, İngilitere'ye uzanan eşsiz bir aşk hikâyesi...
(Tanıtım Bülteninden)
Şimdi gelelim yakında çıkması beklenen yazarlara:
* Jennifer Royce dedik de ilk Türk historical yazarımızı unutur muyum? Doğru bildiniz, Rita Hunter'ın 7. kitabının çıkmasına çok az kaldı. Yazarımızın Facebook'taki duyurusuna göre son iki bölüm kalmış bitmesine ve bu hasta sonuna bitirmeyi planlıyormuş. Kocaeli Fuarı'nda da basım gerçekleşecekmiş. Yabancı Yayınları'nın hıza verdiği önemi göz önünde bulundurursam, tahminimce haziran başı veya ortası kitap gelir.
* Aldığım diğer duyumlar da "historical romance tr" Facebook sayfasından. Epsilon Yayınları bizleri Julia Quinn, Mary Balong ve Stephanie Laurens ile buluşturacakmış. Hangi kitapların çıkacağı yazmıyor ama tahminimce:
Julia Quinn: Smythe-Smith Quartet serisinin 3. kitabı olan "The Sum of All Kisses"
Mary Balong: Web serisinin 3. kitabı olan "The Devil's Web"
Stephanie Laurens: Regency serisinin 4. kitabı olan "Fair Juno" gelecektir.
Tabi Epsilon'un şahane hızını ve kitap serilerine verdiği önemi (!) bilen bizler için en mühim sorular kaç yıl içinde çıkacak olması ve bizleri şaşırtıp başka seriye geçmeden ellerindeki serileri bitirecek mi sorunsalları :D Ha, Julia Quinn için Symthe-Smith yerine Bevelstoke serisini tercih ederim ben. O serinin 2. kitabı çıkarsa, kitabın çıktığı günü özel gün ilan edeceğim :D
* Yine "historical romance tr"den aldığım duyuma göre Brenda Joyce'un yeni çevrilecek olan kitabı "Gülün Sözü"nün mayısta çıkma olasılığı yüksekmiş. Gel artık Brenda, çok özledim kalemini!
Evet, şimdilik aldığım haberler bu kadar. Umarım sizleri de memnun ederler :)
Belle çiğim hoş geldin tatlım ;
ReplyDeleteÖzlendin gerçekten de ama konu ders olunca sıkma canını sen biz bekleriz seni ...
Ya bişi diyeceğim sen olmasan var ya ben tüm bu kitapların önünden geçer giderim yalan yok ... Hiç birinin kapak bana hitap etmiyor . Yaştan mıdır nedir bilemedim ...
Sen anlatınca aaa fena değil gibi oluyorum ; ama sanki kitap değil de görmeden internetten okusam daha iyi gibi geliyor
Hoş buldum Didem Ablam :) Artık yavaş yavaş kontrolü ele alıyorum. Aslında o tarz kapakları ben de sevmiyorum. Bazılarını alırken cidden nasıl alacağım ben bunu diye düşünmeden edemiyorum :D . Öğüt veriyormuş gibi olmayım ama emin olamadığımız kitapları bence de internetten bir göz gezdirmeliyiz. Şahsen ben bunu çok yapıyorum :D
ReplyDeleteBurada anlattıklarımdan Rita Hunter'ı tavsiye ederim ama. Hem kapakları uygunsuz değil, hem bizden biri :)
hmmmm mesaj alındı merkez :)
Deletekeyfin bol olsun
Sağ ol canım :)
DeleteDiziden sonra doctor who...
ReplyDeleteÇOk başarılı değil mi ama? :)
Kesinlikle :D Yalnız utanarak söylüyorum "Savaş Makinleri"ni hala okuyamadım :D
Delete