Karanlık ve tehlikeli bir yolda, cesur bir İngiliz maceracısı, asil soydan gelen bir kontesin hayatını kurtarır. Albay Tyrone Rycroft şimdiye kadar yaptığı yolculuklarında, Synnovea kadar nefes kesici, çekici ve gizemli bir kadınla karşılaşmamıştır. Ancak Rycroft'un bu cesareti, onu tehlikenin, cazibe ve entrikanın kaçınılmaz ağına çekecektir.
Gururlu ve inatçı Synnovea'nın yakışıklı koruyucusu, kraliyetin hain ve zengin eksenindeki güç ve nüfuzun tehlikeli oyununda bir piyona dönüşür. Ona artık sadece cesareti ve zekâsı yardımcı olacaktır. Rycroft'un tutkulu arzusu onun kendi dünyasının güvenliğine dönmesine izin vermeyecektir. Bu gizemli, soylu, güzel kadın, kendini ona özgürce, dürüstçe ve sonsuza dek sunmadan Rycroft hiçbir yere gitmeyecektir.
"Bir efsane. Tarihi aşk romanlarının kraliçesi."
-Atlanta Journal-Constitution-
"Kathleen E. Woodiwiss'in yarattığı dünyada yaşayacak, nefes alacaksınız."
-Houston Chronicle-
****************************
Kathleen E. Woodwiss, sevdiğim tarihi aşk romanı yazarlarından biri olmasına rağmen "Ne yazarsa okurum." dediğim yazarlardan biri değildir. Ülkemizde şu ana kadar 6 kitabı çıktı, ben 5'ini okudum. Okumadığım kitabı Rüzgarda Savrulan Güller idi ve konusu beni cezbetmediği için hala da okumayı düşünmüyorum. Bu kitabı da aynı sebepten okumayı düşünmüyordum fakat güzel kapağı ve yazarı okumayalı uzun zaman olduğu için fikrimi değiştirdim.
Sonsuza Dek Kollarında kitabı bizde çıkalı 8 ay olmuş. Kapaktan da anlaşıldığı gibi tam kış mevsiminde okunmalık bir kitap olarak göze çarpıyor. Aslında sayfa sayısına göre fiyatı uygun olsa da biraz daha ucuza alayım diye CNR Kitap Fuarı'nı bekleyip öyle almıştım.
Bu yazarla ilgili en sevdiğim şey, ülkemizde yayınlanmış olan kapaklarıdır. Şu an için en sevdiğim kapak bu kitabınki oldu. Özellikle oradaki 2 beyaz köpeğe bayılıyorum.
Okuyanlar bilir ki yazarın dili ağırdır. Çok fazla betimleme ve iç ses ile yazmayı seviyor. Bu kitap da aynı şekildeydi yalnız ilk kez Woodwiss'in bir kitabı elimde süründü. Daldan dala atlama durumu yaşanmasa da sanki yazar aklına ne gelirse yazmış gibiydi. Zaten yaz sıcağı sorunu var, bir de bu kitabın aşırı durağan olması beni iyice gerdi. Bir de çevirmenin özensiz çevirisini de eklemem lazım. Çevirmen bile sıkılmış olacak ki bir süre sonra ne demek istenildiği anlaşılmayan cümleler gördü bu gözler.
Bir seri olmadığı sürece kitapta yan karakterlere fazla değinilmemesi normaldir,bunda da aynı şey geçerli olmasına rağmen ilk kez ana karakterlere fazla değinilmeyen bir kitapla karşılaştım. Ya da şöyle söyleyeyim. Baş karakter Synnovea'nın başından geçenler ağırlıkta anlatılıyor ama Synnovea'nın iyi biri olması haricinde ne gibi özellikleri var anlamadım. Onu diğer karakterlerden ayıran hiçbir şey göremedim.
Yazarın diğer bir özelliği ise baş erkek karakterlerine, baş kadınları kadar fazla yer vermemesidir. Albay Tyrone ise tipik Woodwiss erkeğiydi. Tek fark Synnovea ile aralarında aşk olmasa ona bile yan karakter derdim. Ayrıca Tyrone'da da belirgin karakteristik özellikler göremedim. Synnovea ve Tyrone sevebileceğim bir ikiliydi fakat belirgin bir özellik göremeyince boş hissettirdi bana. Ve bu ikilinin bir araya geldiği sahneler çok fazla değildi, ortanın biraz altı diyebilirim.
Bir de yazarın kadın karakterlerini her açıdan aşırı övmesi var. Bunları gören her erkek mutlaka kadın karaktere hayran, kişisel hizmetçisi hariç olan kadınların hepsi hasetinden çatlar. Bunların vücutlar bir harika. Yüzleri çok bebeksi. Tavırlar kusursuzluk örneği. Size de bıkkınlık geldi değil mi?
Umarım çevrilen sonraki kitap öncekiler kadar güzel bir konuyla anlatımla gelir. Sayfa sayısı da az olsun diyeceğim fakat yazarın az sayfalı bir kitabını bulmak çok zor. Çoğu 500'den aşağı değil :(
Puanım:1/5
Yorumlar
Yorum Gönder