Mila ve Zack, atom altı parçacıklarının çarpışmasını bile kıskandıracak kadar güçlü bir şekilde birbirlerine tosladıklarında, Zack bebek mavilerinde kaybolmuştu. Karşısındaki kızın gözleri dışında tüm dünya tedavülden kalkarken, daha ne yaptığını bile anlamadan onu öpmek istemişti. Tabii hemen ardından da kendini tekmelemek!
Sokakta gördüğü her hayvanı evlat edinmek gibi güçlü bir dürtüye sahip, yufka yürekli olduğu kadar, cadılıktaki uzmanlığını da en yüksek dereceyle tamamlamış Mila Bennet, son derece normal yaşantısını yerle bir edecek olaylar silsilesinin içine düştüğünde, ona yardım edebilecek tek kişi Zack Feller’dan başkası değildi. Dört abisi de işin içine girince, dünyayı ve aşk hayatını aynı anda kurtarmaya çalışmak zorunda kalması ise, kaderin ona cilve yapma şekliydi.
Bu defa oyun çok büyüktü… Zack’in geçmişinden gelen sırlar Mila’nın gizli yönlerini ortaya çıkarırken, birbirlerinden başka güvenecek kimseleri kalmamıştı. Tek kurtuluşları birlikte çalışmaktı ama kaderin onlar için çizdiği yol pek kolay sayılmazdı. Özellikle de Mila’nın bela olma kapasitesi düşünülürse…
***************************
Zeliha'dan umudu tamamen kestim! Aslında harika bir seri olabilirdi. Yazarın teknoloji konusunda oldukça başarılı bir hayal gücü var. Kitap konuları da güzel görünüyor. Gel gör ki 3 kitap boyunca gördüğümüz konsept "aşk=sürekli kavga + hiç sönmeyen kıskançlık + biraz da aşk hakkında havalı söz kullanma" şeklinde. Yazarın bize gösterimiyle %85-90 civarı romantizm (!) %10-15 civarı da sırf aşk romanı olduğu belli olmasın diye konulan diğer şeyler.
Oluşturulan çiftlerin formülü aynı: Çiftlerin ilk tanışması her zaman kavga ile başlıyor. Evlenseler de bu kavgalar devam ediyor. Çift asla ama asla mantıklı olmasını geçtim, normal bir şekilde sohbet edemez. Sadece ağız dalaşı vardır ve seni seviyorum ile başlayan aşk kokan cümleler kullanırlar
Oldukça uslu ve masum diye tanıtılan kadın karakter bu söylediğim özellikleri hiç göstermiyor. Sürekli huzursuzluk çıkarma peşinde. Sebebini sorsak baş erkek karakter onu çıldırtıyordur. Sözlü tacize uğrasa sesini çıkaramaz çünkü erkek onu çok etkilemiştir. Hep ama hep sevgili olacağı erkek karakterle ağız dalaşına giriyor. Sürekli bir bela onu çekiyor.
Baş erkekse aşık olana kadar gününü gün eden bir tip. Gelecekteki sevdiceğiyle tanışınca birden kıskanç erkek oluyor. Sevdiğini bir tokadan dahi kıskanıyor. Sırf başka bir erkekle konuştu diye önüne geleni kadına saydırıyor. Onu utandırmak ve baştan çıkarmak için sürekli bel altı hareketler ve sözler kullanıyor. Ayrıca aşık olan arkadaşlarının durumuyla sürekli alay etmekten zevk alıyor. Ama iş kendisinin başına gelince höt höt diye söyleniyor.
İşte bu kitap da yine bu şekildeydi. Erkek karakter yine az da olsa çekilirdi ama o kadın neydi be? Ne olduğunu biliyorum da kelimeyi kullanmayı sevmediğim için yazmıyorum. Kast ettiğim şey küfür değil ama hoş olmayan bir benzetme.
Serideki erkek karakterler yetmezmiş gibi şimdi de aynı özelliklere sahip 1 değil tam 4 erkek işin içine girmiş. Bunlar da baş kadının abileri olur. Kardeşi koruyoruz kılıfına onlar da ayrı baskı uygularlar. Yok evden ayrılamazmış, erkeklerle konuşamazmış. Ama böyle davranmaları normal, çünkü onlar Türk erkeği ve Türk erkeği her zaman kıskançtır (!) ,gerçi yabancı olsa ne yazar.
Aksiyon kısımları biraz artsa da bu üstte yazdıklarım daha fazla yer kapladığı için -size diyim %85- o sayfalara gelene kadar bunalıyorsunuz.
Sonra ortaya sırlar çıkar, görürüz ki aslında karakterlerin geçmişte birbirleriyle bağlantıları vardır. Bunu 3. kitapta da görmek sıktı, en azından bu seferki bağlantı çift arasında kaldı diyebiliriz. Önceki karakterler işin içine katılmamış.
Ve lütfen şu kız isteme sahnesi de son bulsun artık! İyice saçma bir hale bürünmeye başladı. Neymiş, müstakbel damadın kahvesinin içine tuz ile beraber başka baharatlar katılacakmış ve damat onu acı çeke çeke içecekmiş. Karşındakinin insan olduğunu biliyor bu kız değil mi?
Kapak da ilk 2 kitaba hiç uymamış. Fazla uyumsuz olmuş.
Sadece bu kitap için söylemiyorum, ülkemizde bu tarzda yazılan kitaplarda bir artış var. Ve bunları yazanlar da genelde genç insanlar oluyor. Ve bu kitabı okuyanların büyük çoğunluğu gençlik yıllarının başında olan, hayatın zor yüzünü yeni yeni görmeye başlayan insanlar. Okuyanların bir kısmı aşkın böyle bir şey olduğunu düşünebilir. Ama değil. Gerçek hayatta da bu tarz insanlar mevcut ama bu kişilerin istediği insanı elde edemediği zaman onu mutlaka öldürmeye çalıştığını hatta üzücü olarak öldürdüğünü hepimiz biliyoruz, görüyoruz.
Peki ben bütün bunları bilmeme rağmen neden okudum bu kitabı? Ufak bir umut diyebilirim. Belki yazar kurgu stilini değiştirdi düşüncesi vardı içimde. Maalesef her şey aynıydı, bundan sonra da farklı bir şey beklemek anlamsız olur. Zaten kitabı da almamıştım, kitapçıda okudum ama sadece sırların açığa çıktığı kısımları tamamen okudum. Geri kalanları hep atladım.
Artık bu yazarı okumayacağım kesinleşti.
Puanım: 1/10
Şaşırdım, Mila ve Zack filan herhalde yabancı bir yazarın kitabı dedim, sonra baktım Türk! Türkiye'de geçmiyor mu da isimler daha doğrusu karakterler yabancı anlamadım. Eleştirini okuyunca almak istemediğime karar verdim. Çok teşekkürler, emeğine sağlık Belle'ciğim. :)
YanıtlaSilHikaye Türkiye'de geçiyor ama bulundukları şirkette her kesimden insan mevcut. Gayet güzel bir seri olabilirdi fakat aşırı vıcık romantizme bulandığı için hayal kırıklığına evrildi.
Sil''Artık bu yazarı okumayacağım kesinleşti.'' çok kesin ve hoşuma giden bir yorum oldu :D romantik arıyorsanız cam şato öneririm serinin ilk kitabı sonrası daha çıkamadı uyarayım da :D sevgiyle kalınn :))
YanıtlaSilSeri resmen delirtti beni :D Cam Şato serisi hakkında olumlu yorumlar çok yüksek ama young adult kısmına girdiği için almaya çekiniyorum, türle aram pek iyi değil :D Sevgiler :)
SilYazara şu an bir göz attım da, hem mühendis hem de 27 yaşındaymış. Bence aşkın, sevginin yazdıkları olmadığını bilecek durumda. Acaba okunan kitaplar bu tarzda olduğu için mi böyle yazıyor? Bir de dikkatimi Mila Bennet ismi çekti, Bennet soyadıyla Aşk ve Gurur'a atıf yapmış sanırım
YanıtlaSilMühendis olması işin artı kısmı. Hatta ilk kitaptaki çift de aynı özellikleri taşımasına rağmen "Kendisinin ilk deneyimi, sonralarda düzelir." demiştim ama maalesef bir gram ilerlemedi :( Aralarda koyduğu terimler ve hayal gücü iyi olsa da bana göre karakterler fazla cıvık oldukları için okumaktan vazgeçtim. Bir de bu kitapta kendisi için de eleştiri yapıyordu: "Sanki biri bizi yönlendiriyor ve çok eğleniyor." gibi bir cümleydi. Bennet kısmınında büyük ihtimal öyle yapmıştır.
SilMimledim seni :)) mailden atacaktım göremedim cevaplarını bekliyorumm
YanıtlaSilBu yazar türk mü yoksa çevirici mi pek anlayamadım ama bu tür kitapları okumaktan haz almıyorum biraz saçma geliyor
YanıtlaSilKendisi Türk ama çeşitlilik olsun diye yabancı karakterler ekliyor.Şükür ki ben de bu kitap için 30 lirama kıymadım. Romantik kitap okursam yabancı yazarlara bakarım. Bu seriyi yazarın teknoloji ile ilgili hayal gücünü beğendiğim için okumuştum.
SilKarakter isimleri Türkçe değil. Olay Türkiye'de geçmiyor mu? Türk yazarların yabancı karakterleri yazmaları bana itici geliyor.
YanıtlaSilAna bina Türkiye'de olsa da görev içi başka yerlere gittikleri oluyor. Serinin ilk kitabında Türk çift vardı. Sonrakiler yabancı oldu ama klasik kıskanç Türk insanı davranışlarında (!) bulundukları için yabancı demek de doğru olmaz :D Bana yabancı karakterlerin yazılması pek fark etmiyor.
SilSalamlar deepden gəlirəm. Blogunuzu çox sevdim, çox səmimi yazılış tərziniz var. Mənim blogumda da sizi görməkdən şad olaram..
YanıtlaSilMerhaba, çok teşekkürler, hemen geldim :)
SilBlogunu çok begendim, paylaşımların çok güzel canım:) Bende seni kendi yemek siteme beklerim, ziyaret edip bir yorum atarsan çok mutlu edersin benı :)
YanıtlaSilhttp://yemek-ye.net
Merhaba, çok teşekkürler. Hemen geliyorum :)
Silisim ve kapak çok şirin ama anladım piku :) ay behind your smile adlı bir romantik tayvan dizisi izliyom yaaa öyle tatliş kiii :)
YanıtlaSilBana adı bile itici geliyor 😀 Kore Tayvan dizileri izlemedim şu ana kadar. Galiba şirin şeyleri okumayı daha çok seviyorum 😁
Sil