CNR Kitap Fuarı 2018

  Güldür Güldür programındaki Hekimim skeçlerindeki Yeter'in "Eveeeeet" demesiyle sizleri selamlıyorum. 😄 Neredeyse 10 aylık kitap almama orucumu sonunda bozmayı başardım. Böyle diyorum çünkü fuar olmasa hala kitap almayacaktım. 😄

 Fuara gitmemdeki en önemli sebep "İngilizce historical kitap" arayışıdır. Geçen seneki ballı şanstan sonra 2. kez kapıyı çalmamak olmazdı. Hem gezerken elimde bulunmasını istediğim kitapları da alırım düşüncesiyle CNR'a gittim.

 Fuara pazartesi ve perşembe gittim. Bir kez daha anladım ki pazartesiler candır. Ben oldukça sakin bir ortamda fuar gezisi yapmak istiyorum diyorsanız kesinlikle pazartesi günleri gitmeye bakın derim. Perşembe bir Tüyap kalabalığı olmasa da curcunalı bir ortam oluştuğunu söylemem mümkündür.

 Fuarın bulunduğu binanın dış cephesini maviye boyadıklarını gördüm ve mavi aşığı olarak çok beğendim. Daha modern bir yapıya bürünmüş gibi. Önceki senelerde 2 giriş mevcuttu. Bu sefer tek girişe inmiş. Karşınıza ilk yemek yerleri çıkıyor. Bütün yemek yerleri gözüme çok güzel göründü fakat bir şey yiyemedim. Seneye o yerlerden mutlaka birisine gideceğim. Dışarıda yemek asla bir ev yemeği olamaz ama şimdiden tatlarının güzel olacaklarını umuyorum.

 Yemek alanından sonra asıl yere yani fuar alanına girişi yaptım. Nasıl ki kapı girişi 1'e inmiş, fuar alanı da 1 yerde toplanmış. Bana 2 salonu tek yapmışlar gibi geldi ama duyumlarıma göre bu sene katılan yayınevi sayısı oldukça düşükmüş. Yayınevlerine dikkat etmediğim için yorum yapamıyorum ama sahaflar açısından bu cümle doğru. Geçen seneye göre bir düşüş söz konusu.

 İlginç ki bir fuarda bugüne kadar gördüğüm en fazla kitap çeşidini de bu seneki sahaflarda gördüm. Sayı olarak az olduklarını düşünürsek benim için çok şaşırtıcıydı. Daha da şaşırdığım kısım bu seneki sahafların oldukça ılımlı davranmasıydı. Bugüne kadar gittiğim sahaflarda maalesef tam tersi davranışlarla karşılaşmıştım. Hal böyle olunca sahafları gezmek işime gelmiyordu. Bu sene o döngüyü benim açımdan kırması bakımından sahaflardan oldukça memnun kaldığımı söyleyebilirim.

 Söylemesem olmaz. Fuarda "Kapalı alanda sigara içmediğiniz için teşekkürler." diye bir anons yapılsa da sahafçıların bir kısmının içmesi ayrı ironi. Aynı durumla geçen sene de karşılaşmıştım. 😃

 Fakat aynı şeyi yayınevleri açısından söyleyemeyeceğim. Dürüst olacağım, yeni çıkanlardan almak istediğim kitaplar olmadığı ve evdeki kitaplarım da hala bitmediği için 3-4 tane yayınevine göz gezdirdim, yanlış gözlem yapmış olabilirim. Baktığım yayınevlerinin çalışanlarının hepsinde bir sıkılmışlık mevcuttu. Hatta biriyle sohbet kurmaya çalıştım ama kitapları sadece incelediğim için o iletişimi kuramadık. Sorun ne benden ne de ondan kaynaklanıyordu ama bir şeyler oldu işte. Şu an nasıl açıklasam bilemedim, en iyisi pazartesi sendromuna bağlamak. 😅 

 Perşembe günü az daha iyiydi ama her iki tarafın da (alıcı/satıcı) dumur olduğu bir olay yaşandı. Yabancı Yayınları'ndan alışveriş yapmak istemiştim fakat alacağım kitapların fiyat toplamı yaklaşık 100 tl'yi bulunca bari şansımı çıkardıkları Hırsız ve Güzel kitabından yana kullanayım dedim.

 Standlarında kitabı bulamadım. Orada sohbet eden 2 fuar görevlisi vardı. Baştan söyleyeyim iki görevli de sohbet boyunca oldukça güler yüzlü ve ilgiliydiler."İşte kitabı istiyorum ama standınızda bulamadım yine de var mı diye sormak istedim." diye giriş yaptım. Görevli hanımlardan biri "Standda yoksa büyük ihtimal gelmemiştir. Galiba biz bu kitabı çıkarmadık. Veya önceki yıllarda basılmışsa gelmemiştir." diye cevap verdi. "Kitap kesinlikle sizden ve basım da geçen seneye ait." dedim ama içten büyük şok yaşadım. Onlar da telefondan kitabı kontrol ettiler. Konuştuğum görevli de benim gibi şaşırarak "Siz haklıymışsınız. Yalnız yayınevinde çalışmama rağmen ilk kez kitabı sizden öğrendim." deyince iyice şoka girdim. Sonuç olarak kitap ellerinde yoktu. 😂 Ve buradan anladım ki bir historical serisi daha tarihin derinliklerine gömüldü. 😃😭 En azından İngilizce okumada iyiyim diyerek kendimi avutuyorum. 😃

 Ayyy Belle yine konuştun da konuştun, artık aldığın kitapları görelim dediğinizi duyuyorum.😄 İşte fuar ganimetleri:

 Adem Kitap Plak Evi: Hayır, sigara içen yoktu. 😂 İyi ki orayı didiklemişim. Sayesinde 4 kitaba kavuştum. Orada fazla sayıda Julia Quinn, Mary Balogh, Nicole Jordan ve Jane Feather vardı. Nicole'u pek sevmiyorum, Jane'i de pek araştırmadığım için kitaplarını almadım. Julialarda 1 kitap hariç bizde çevirisi olan kitaplar olduğu için almadım. To Catch An Heiress kitabını kitaplığımda bulundurmayı çok istiyordum, görünce hafifçe "hihh" demiş olabilirim. 😍 

  Mary'nin Simple diye bir serisi var. Yayın evi sağ olsun zamanında ilk kitabı çevirmiş ve diğerleri kalmış. Eve döndüğümde farkında olmadan seriyi tamamlamış olduğumu görmek inanılmaz mutlu etti. Artık ilk kitabı da okusam iyi olacak. İlk kitap için güzel diyorlardı, umarım seriden memnun kalırım. 

 Ayışığında Aşk okumaktan oldukça keyif aldığım bir kitaptı, sonunda elime geçti. 5 kitap 25 tl tuttu. Gönül isterdi aradığım diğer kitapları da bulayım. Bulunması çok zor kitaplar vardı ve hepsi uygun fiyattaydı ama benim aradıklarımı görememek biraz üzdü.

 Ephesus: Instagram'da okuyucular övdü, iyi reklam yapıldı. Haliyle ilgimi çekti. 22 tl'ye aldım, hatta bitirdim bile. Ama yorum ne zamana gelir meçhul. 😂 Pazartesi 2 haftalık vize zamanına giriyorum da.

 Martı: Geçen Tüyap'ta kitapları 15 tl'ye satınca beni kalpten götürmüştü. CNR'da yine 10 tl'lik sisteme dönmüşlerdi. Bari bu sefer Julianne'yi kaçırma dedim. Fakat Bir Asi Yürek kitabını görememek demek başka bir üzüntü demek. Keşke o da olsaydı. 😭

 Kısacası aradıklarımı bir açıdan buldum, bir açıdan bulamadım. Memnuniyet kavramım bu sene değişkenlik gösterdi. Sahaflardan aldığımı olumlu enerjiyle bu sene yapılacak olan sahaf fuarlarına gitmeye karar verdim. Gittiyseniz bana ortamı ve İngilizce kitap bulma şansımı azıcık anlatabilir misiniz? Çünkü ana hedef yine İngilizce olacak. Umarım sizi yazımla sıkmamışımdır. 10 aylık kitap almamama verin lütfen. 😂