Nicholas Arthur Frederick Edward Pembrook, Wessco Prensi, kraliyetin en ateşli vârisi, insafsızca yakışıklı ve fena halde kibirli; gerçi, ama tabii insanlar sürekli önünüzde eğilirken alçakgönüllü olmak biraz zordur tabii.
Fakat karlı bir Manhattan gecesinde prens, önünde eğilmeyen hatta bununla da kalmayıp yüzüne turta fırlatan bir kadınla tanışır. İstediği her şeyi anında elde etmeye alışkın Nicholas, bu esmer güzelin turtası kadar lezzetli olup olmadığını öğrenmeyi kafasına koyar. Ama vâris olmak kolay değildir, kraliyet tacı mı yoksa bir kadının sonsuz aşkı?
**************************
Emma Chase denince akla ilk gelen çok basit konuları sizi içine çekerek anlatması olur. Açıkçası bu kitaptan da aynısını bekliyordum fakat sorun hüsran oldu.
Aslında kraliyet üyeleri içerikli olması, başarısız bir hikaye okuyacağımı baştan belli ediyordu. Nitekim öyle de oldu.
Bir kere karakterler Emma için hiç orijinal değildi. Olivia, yazarın diğer kitabı olan Karmakarışık'taki Kate'in birebir aynısıydı. Fredirick ise Drew'in davranış bakımından az daha düzgün versiyonuydu. Geri kalan her şey çokça Drew'i hatırlattı. Hele prensin sürekli küfürlü konuşması beni iyice sinirlendirdi. Kraliyet ailesi denince insanın kafasında oturaklı ve sorumluluk sahibi insanlar canlanır. Bunlar bildiğiniz işleri güçleri yokmuş gibi davranıyorlar.
Diğer bir sorun da hızlı zaman geçişleriydi. O kadar zaman atlaması yapmış ki bazı yerlerde açığa kavuşması gereken yerler es geçilmiş.
Kimse beğenmese de tek sevdiğim yönü bizdeki kapak oldu. En azından Fredirick'i az daha ciddiye almamı sağladı. Herhalde orijinal kapakla yayınlansa kitaba 1 puanı garanti vermiştim.
Puanım: 3/10
taams bunu okumam ama emma chase okuycam. sölesene nesini okuyum :)
YanıtlaSilOrijinal kapak yarı çıplak bir adamın yatakta yattığı kapak mı? Bu derece çıplaklık içeren kitaplar benim de hoşuma gitmiyor. Kitabı dışarıda, insan içinde okuyamıyorsun.
YanıtlaSil