The Weeknd - After Hours Albüm İncelemesi / 1. Kısım

 Herkese selamlar. Maalesef 2020 yılı herkes için çok kötü geçiyor. Özellikle korona virüsü illeti hepimizin hayatlarını kötü şekilde etkiledi. Hepimize bu açıdan geçmiş olsun diyorum ve umarım zarar görmeden bu virüsü atlatabiliriz. Ama blog dünyası insanlarının bilinçli olduklarını bildiğim için gereken önlemleri aldıklarından eminim. 

 Ben bugün sizlere oldukça eğlenceli bir yazıyla gelmek istedim. My Dear Melancony'i saymazsak (albüm olarak değil EP sayılıyor) yaklaşık 2.5 sene sonra yeni albümünü dört gözle beklediğim The Weeknd'in son albümü After Hours geçen cuma müzik piyasasına giriş yaptı. Yazının ana konusuna geçmeden önce bu arkadaşın hayatımdaki yerini kısaca anlatmak isterim.

 2010'lu yılların en iyi 3 şarkıcısını say deseniz The Weeknd benim için 1. sıraya oturur. Arkadaşımızın müziği rock severinden tutun arabeskten başka müzik dinlemeyen insanı dahi içine çekebilecek melodiler yapmakta acayip başarılı. Bazı şarkıları kaba olsa da romantik şarkı yapmasını da çok iyi bilir. 

 Grinin 50 Tonu serisinin tek iyi yanı bu adamdır. Film için müzik yapmasaydı belki gözümüzden kaçan yeteneklerden biri olacaktı. Malum, Earned It öncesi "Trilogy" adı adtında toplanan 3 albüm + Kiss Land ile 4 albüme sahipti o zamanlar. Ben de onu Earned It şarkısıyla tanımıştım. 

 Burada bir itiraf yapacağım. Bu fotoğrafı ilk gördüğümde sol üst tarafı kendisinin eli zannetmiştim. Klibi açınca saç olduğunu görünce baya şoka girmiştim. Ve saçı görmemle aklıma yeni bir görüntü geldi ve 5 senedir de gelmeye devam ediyor. İşte o görüntü:

 Evet, bu adam bildiğiniz İşler Güçler'deki Cavit karakteriydi. Ve o günden itibaren ne zaman kendisiyle ilgili bir şey görsem, duysam "Aaaa, Cavit yeni şarkı çıkarmış, hmm demek Cavit bu olayların içindeymiş" der dururum. Kısacası benim gözümde arkadaşın ismi ne The Weeknd ne de gerçek ismi olan Abel. "The Cavit"tir benim için o kadar. Youtube'dan İşler Güçler Cavit diye aratırsanız siz de bana hak vereceksiniz.

 Şimdi bu konudan fazla uzaklaşmadan yeni albüme geçelim. Biliyorsunuz, The Weeknd bu albüm için de görünümünde bir takım değişiklikler yaptı. Aslında yeni şekil şemalini 2019 eylül-ekimi gibi göstermişti. Tabi ben boş durur muyum, "Heh, Cavit moduna geri dönmüş" diyerek oldukça eğlenmişliğim de oldu.

 Cidden şu saçları azıcık tepelerden kısaltsak The Weeknd'in son hali diyebiliriz 😂

  Albümde dikkatimi çeken birinci durum, ilk kez bir albümü için promo çalışmalarını arttırmış olduğudur. Diğer albümlerinde daha çok müziğine odaklanırken bu sefer hem müziğe odaklanma hem de bir reklam çalışmasına girdiğini görüyoruz. Bunların üstüne albümde bugüne çıkan tüm şarkılarında bir hikaye anlattığını da fark etmişsinizdir. Uzun bir zamandan sonra ilk kez bir şarkıcının albümüne gerek şarkılarıyla gerek kliplerinin birbirinin devamı olmasıyla beraber tam anlamıyla odaklandığını görmek hepimize değişik bir hava getirdi ve şahsen buna bayıldım. 

 İkincisi, azıcık kapaktan bahsetmek isterim. Arkadaş, kafa gözü yardın da o ağız ne öyle? Çektirdiğin diğer fotoğraflardan birini seçseymiş keşke. O ağızdaki kan görüntüsünden gerçekten hoşlanmadım.

Keşke bunu albüm kapağı olarak uygulasaymış. Bence albümü en iyi anlatan fotoğraf olmuş.

 Üçüncü durum ise oldukça ilginç. Şarkıları Spotify'den dinlediğim için o platform üzerinden değerlendireceğim. Fotoğrafta gördüğünüz gibi Spotify'de bulunan şarkıların hepsinde "E" harfi mevcut. Bu sembol, şarkıda argo sözler içerir anlamı taşımaktadır. Başta bunu görünce bir hayal kırıklığına uğramadım değil, çünkü Blinding Lights ve After Hours şarkıları hariç argoları vermiş veriştirmiş diye düşünmüştüm. Tamam, önceki albümlerinde de argo şarkıları fazlaydı ama Ekşi Sözlük'te albüm için okuduklarımdan sonra bu albümde argo bulunmasından hoşlanmamıştım. Dinledikçe anladım ki olay hiç de öyle değilmiş. Evet, argo içeren şarkılar var, ama bir o kadar da içermeyen şarkılar mevcut. Spotify neden böyle bir anlamsızlık yapmış bilmiyorum.

 Sonrası daha genel yorum olacağı için o kısmı şarkıları değerlendirmem bitince anlatırım. Hazırsanız can alıcı noktaya, yani sonraki yazımda şarkıları değerlendirmeye başlıyorum. Çünkü bu yazı aşırı uzun olacak, yazmaya devam ettikçe bunu görüyorum. Ayrıca hangi şarkılarda argo var onları da açıklayacağım: