Hayaller Gerçek Olsa - Yorum

Aşk romanları yazarı Jack MacNamara yani Jackie, yarattığı roman kahramanını, kalmakta olduğu evde, tam karşısında bulunca şaşkınlıktan neredeyse dilini yutacaktı.

Ne yazık ki, müzmin bekâr Nathan Powell’ın romantik aşk hikâyelerine hiç ilgisi yoktu. Jackie ise, onunla birlikte hayatlarının sonuna kadar çok mutlu olabileceklerinden emindi.

Bunun gerçekleşebilmesi için yapması gereken tek şey de, inatçı Beyaz Atlı Prensi’ni ikna etmekti.

*******************

 Nora Roberts, oluşturduğu kadın karakterlerden dolayı genel olarak mesafeli durduğum bir yazardır. Şu ana kadar okuduğum kitaplarındaki kadınlar fazlasıyla soğuk, kendi bildiğini okuyanlardan oluşuyor. Ama ne hikmetse erkek karakterleri de bir o kadar sevilesidir. Bildiğimiz klasik 'elinden her iş gelir' erkekleri değillerdir. Tamamen günlük hayatta karşımıza çıkan erkekler olurlar. 

 Bu sefer okuduğum kitabında sanırım tersini göreceğim demiştim. Çünkü bu seferki kadın karakterimiz oldukça sıcakkanlı ve oldukça sempatik biriydi. Erkek karakterimiz Nathan'nın diğerlerine göre çekingen bir yapısı olsa da sayfaları çevirdikçe kendini size sevdiriyor. Keşke aynı şeyi kadın karakter için de söyleseydim. 

 Evet, Jackie bir yere kadar oldukça iyiydi ama ne zaman işler istediği gibi gitmediği kısımlara geldi, o anda yaptığı saçmalıktan ötürü bütün sempatikliğini yitirdi. Hatta kitap bittikten sonra Jackie'nin fazlasıyla manipülasyoncu olduğunu anladım. Kadının hissettiği şey aşk değildi, yazdığı roman karakteri dış görünüş olarak Nathan'a benzediği için bir saplantıya tutulmuştu sadece. 

 Fazlasıyla gıcık kadınları yüzünden Nora Roberts'ın kitaplarına bir türlü ısınamadım. Arada başka bir kitabını okuyabilirim ama yine de kendisine ısınabileceğimi sanmıyorum.

Puanım: 3/10