Linda Howard, modern zamanlarda dünyaya gelmiş bir kadının, geçmişe ait bir sırrı bizzat yaşayarak açığa kavuşturmasını ve son derece romantik hikâyesini anlatarak okuyucularını
bir kez daha büyülüyor.
Antik el yazmaları üzerine uzmanlaşmış bir akademisyen olan Grace St. John, eline geçen birtakım eski belgelerin asırlar önce kaybolmuş bir Kelt hazinesinin aranan anahtarı olduğunu asla tahmin edemez. Ancak sınırsız gücün anahtarını elinde tuttuklarına inanılarak efsaneleştirilen Tapınak Şövalyeleri'nin ilgi çekici hikâyesini çözdüğü anda, söz konusu gücün peşine düşmüş acımasız bir katilin tek hedefi haline gelir.
Onu durdurmaya karar veren Grace'in, Şövalyeler'in sırrını sonsuza dek tutmakla görevlendirilen şöhretli bir savaşçının yardımına ihtiyacı vardır: karanlık bir öfkeye ve dizginlenemeyen tutkulara sahip vahşi İskoçyalı Niall. Onu bulmak ve kendi hayatını kurtarmak için Grace'in zamanda yolculuk yapması, on dördüncü yüzyıl İskoçya'sına geri gitmesi gerekmektedir.
***************
Kurgusu bakımından yazarın diğer hikayelerine göre daha heyecanlı bir kitaptı. İçerdiği aksiyon doluydu. Bu seferki kadın karakteri de oldukça sevdim. Narin Grace'in güçlü kadın profilini bir anda kazanması yerine minik adımlarla kendini geliştirmesini okumak kitabın en iyi özelliğiydi. Aniden değişim geçiren karakterler okumak oldukça saçma oluyor çünkü.
Yalnız ben bu kitabı yazmış olsaydım içine kesinlikle "aşk" katmazdım. Çünkü ortada aşka dair hiçbir şey yoktu. E-kitap okuyucumdan baktım, Niall ve Grace belli noktalarda birbirlerini hissetseler de ikili, kitabın %71'lik kısmını geçtikten sonra ilk kez karşılaşıyorlar. O kısımlara gelince de kitap ivmesini iyice kaybetti. İkilinin bölümlerini oflayıf puflayarak okudum.
Ayrıca yazar detay severciliğini yine konuşturmuş. Kitabın kurgusuna sıfır katkısı olan cümleleri kitabına sığdıracağına kurguyu sağlamlaştırsaydı keşke.
Kitap bu 2 kurgudan biriyle gitseydi çok daha güzel olurmuş:
Grace ile Niall arasında kesinlikle cinsel duygular (yazara sorarsanız aşk) olmayacaktı. Grace sadece Niall ile bir dostluk kuracaktı, sonrasında onun yardımını alıp görevini tamamlayacaktı ve hayatına yalnız devam edecekti.
Veya Concard karakteri, Niall'ın reenkarnayonu olarak Grace'in hayatında yer almalıydı diye düşünüyorum.
Sonuç olarak yine bir Linda kitabını beynimi yorarak bitirdim.
Puanım: 4/10
Okuduğum bir ya da iki kitabı var bu yazarın. Rahat okunduğunu hatırlıyorum. Hiç e-kitap okuyucum olmadığından duruma yabancıyım: "E-kitap okuyucumdan baktım, Niall ve Grace belli noktalarda birbirlerini hissetseler de ikili, kitabın %71'lik kısmını geçtikten sonra ilk kez karşılaşıyorlar." demişsin, bunu nasıl yapıyor? :) Neşeli sevgilerle :)
ReplyDeleteRahat okunduğu doğru ama gereksiz detay vermekten de hiç kaçınmıyor yazar. Ben de telefondan okuyorum kitapları 😁 O cümlemi şöyle açayım: bu ikili farklı zamanlarda olsalar da rüya gibi bir durumda birbirlerinin varlığını hissediyorlar. Bu ikilinin birbirleriyle tamamen ilk karşılaşmasını görebilmek için kitabın %71'ini okumak lazım öncelikle 😅 Cümleyi uzun tutmamak için yorumu kısa tutayım demiştim ama tahmin ettiğim gibi pek anlaşılmamış, yazınca ben de pek anlamamıştım 😂
DeleteOkuyabilecegim ilgimi çekebilecek türden kitaplar arasında teşekkür ederim
ReplyDeleteUmarım benim aksime sizin daha hoşunuza gidecek bir kitap olur 😊
DeleteYazının başındaki cümleyi bir an senin kitapla ilgili yorumun sanıp heyecanlandım. Ne kadar beğendiğini görünce hemen okumalıyım demiştim :-)
ReplyDeleteKeşke bu kadar süslü cümleler kurabilsem, o konuda 40 fırın ekmek yemem lazım :D Linda arada kaldığım bir yazar. Çoğu kitabını aşırı detaycılığından dolayı beğenmiyorum ama kopamıyorum da yazdıklarından :D
Deletekurgu ilgimi cekti.güzele benziyor..bu yazarı hiç okumadım. duymadıklarımdan.
ReplyDelete