Mim: Kitap Sayfalarında Kaybolmak

 

 Blog dünyasına yeni katılan Peubilge arkadaşımız çok güzel bir mim hazırlamış. Mimim konusu kitaplar olunca kesinlikle katılmam gerektiğini biliyordum ve yılın ilk günü şerefine bu yazıyla açılışımı yapmaya karar verdim. Kendisine bu mim için çok teşekkür ediyorum. Peubilge'nin yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

1) Tekrar tekrar okumak istediğiniz kitabın adı nedir?

 İlkler unutulmaz diyerek Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü demek isterim ama yazarın sonraki kitap yazma planlarına da bağlı bu durum. "Miss Butterworth and Mad Baron" sonrası gidip yine Bridgerton ailesi hakkında saçmalık yazarsa kendisiyle olan bütün ilişkimi keserim. O durumda Elizabeth Hoyt'un Yabani Aşık kitabı zirveye oturur. 

2) Konusuyla sizi içine çekmiş bir kitabı bitirdikten sonra yazara olan övgünüzü/hayranlığınızı nasıl gösterirsin?

 Açıkçası hiç düşünmedim. Ama aklımda bir süredir olan bir düşüncemi buraya yazmak isterim. Geçenlerde Elizabeth Hoyt'un son kitabı When A Rouge Meets His Match kitabını okumuştum. Kitabı beğendiğim ve sormak istediğim 1-2 soru olduğu için kendisine kısa bir mail yazmayı düşünüyordum. Umarım beni tatmin eden bir cevap alırım kendisinden.

3) Unutamadığınız, sizde iz bırakan kitap karakteri/karakterleri?

 Miranda Cheever/Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü: Historical türüne aşık olmamı sağlayan kitabın baş karakteri olan Miranda oldukça zeki, mantıklı davranışları bulunan ama istediği kitap için deli dolu davranmaktan çekinmeyen, bir de çok güzel seven tatlı bir hanımefendidir. 

 Winter Makepeace/Kalbin Gölgesi: Kendisine kadar ben okuduğum historicallerde hep kadın karakterlere dikkat ederdim. Ama bu adam kalbimi öyle bir çaldı ki.💖 Soğuk görünümüne rağmen aslında yumuşacık bir kalbi olan, herkese eşit bir şekilde davranan, çapkınlık nedir bilmeyen ve içinde kimsenin fark etmediği maceracı bir ruh barındıran bu karaktere aşık olmamam mümkün değildi.

 Artemis Graves/Karanlıklar Dükü: Madem Maiden Lane serisindeki favori erkek karakterimi yazdım, kadın karakterimi de belirtmesem olmaz şimdi. Artemis seriye girişinden beri deli sevdiğim bir kadın oldu. Kardeşi için yaptıkları, Penelope denen arkadaşa katlanması, cesur yapısıyla anlatılmaz yaşanır dediğim biri. Tek hatası Maximus ayısı ile hayatını birleştirmesi. Ah be Hoyt, sen bu kızı Winter'a yar etmeliydin. 

 Jim/Bitmeyen Kavga: Son olarak Jim'i yazmak istedim. Kitaplarda sıkça gördüğüm "şu haksızlığa isyan edelim, gerekirse yumruklarımızı da konuştururuz" durumu, iş o kısma gelince anca iki mıy mıy ile bitiyor ve sorunlar bu şekilde çözülüyor, yani size istediğiniz o mücadeleyi vermiyor, ne isyancıların ne de düzenin kötü adamlarını haklı buluyorsunuz. Bu durum benim için Jim'e kadar bu şekilde ilerledi. Kendisini dünyadaki varlığının bir işe yaramadığını bilen ve artık buna dur demek isteyen ve bu isteğini de yaşamının sonuna kadar gerçekleştirmeyi başaran, sorumluluk almaktan kaçmayan, günden güne  davasında daha bilinçli bir tavır takınan biridir. "Doğru kitabı bulursan doğru karakteri de bulursun" diyerek dersimizi de çıkarmış olalım. 

 Aklımda daha çok karakter var ama 4 kişi açıklamaları ile yeter bence. 

4) Okurken kendinizi üzgün, hüzünlü ve ağlarken bulduğunuz bir kitap var mı?

 Bin Muhteşem Güneş beni fazlasıyla üzen bir kitaptı. Belki yaptığım yanlıştı ama yaşanan o kadar içimi acıttı ve kötü hissettirdi ki okurken devamını getiremedim. 

 Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü, Unutulmaz Öpücük kitaplarının sonlarında bir süre ağladığımı hatırlıyorum. Bir de Kalbin Gölgesi kitabının sonunda Winter'ın mutlu halleri beni çok ağlatmıştı.

5) Çocukken okuduğunuz sizi etkileyen fakat konusunu silik olarak hatırladığınız bir kitap var mı?

 Olmaz mı? Kitap ile ilgili kesinlikle hatırladığım 3 şey var: İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkmıştı, Türk yazardı, okuduğumda 10 yaşındaydım. Hiç olmasa ismini hatırlasaydım keşke. O kitabı büyük ihtimalle şimdi basmıyorlardır. Konusu hatırladığım kadarıyla şöyle bir şeydi: Bir grup fakir çocuk günlerini araba camı silerek geçiriyorlardı. Çocuklardan biri yine araba silerken, arabası silinen kişi onu evine alıyordu, sevgiyi öğretiyordu. Çocuk diğer arkadaşlarını da yaşadıkları talihsizliklerden kurtarmaya çalışıyordu ama çetenin başındaki kötü adam bunlara engel olmaya çalışıyordu.