Cesur Gardiyan/Yorum

 

 Serinin 8. kitabı için başlarda büyük heyecanım vardı. Çünkü Phobe serideki favori karakterlerimden biriydi ve onun kendi kitabında yaşayacaklarını heyecanla bekliyordum. Sonra öğrendim ki bunun gelecekteki eşi James denen Allahsız kitapsız herifmiş! Bunu görünce ne kadar üzüldüğümü anlatamam.

 James, seride Maximus ayısından sonra en irrite olduğum kişidir. Sürekli birilerinin işlerine burnunu sokmaktan geri durmayan bir tip. 6. kitapta başına gelenleri okuyunca başta "Allah'ım, sonunda bu eşekten kurtuluyoruz!" diye sevinç nidaları attığım doğrudur. Fakat ne oldu dersiniz, diğer irrite karakter olan Maximus bunu kurtarıp kendisini kız kardeşinin koruması yaptı. Zaten önceki kitapta da ne kadar iyi bir koruma olduğunu (!) gördüm. Maşallah hala birilerinin işlerine burnunu sokmaktan geri durmadı!

 Bu yüzden kitabı beklentimin biraz altında okumaya başladım. Hoyt'un yine güzel bir hikaye sunacağından ve Phobe'dan memnun kalacağımdan emindim ama bu James denen şahıstan ümidim sıfırdı.

 Ve Phobe tamamen beklediğim şekilde çıktı. Cesur, güçlü, aşkını söylemede açık sözlü ve sevecendi. Tehlikelere karşı göğüs germede oldukça iyiydi.

 BUNDAN SONRASI SPOILER İÇERİR!!!

 Ne yalan söyleyeyim, kitap boyunca James'ten yine başkasının işine karışma, saçma hareketler bekliyordum. Ne oldu biliyor musunuz? James bunları yapmadı. Bu yorumu yazarken bile hala şok içerisindeyim. James beklediğimden daha iyi çıktı. Hatta bir ara Phobe'ı koruyamadı diye görevinden istifa etmesini hiç beklemezdim. Bildiğim James, kızı koruyacağım diye daha fazla hırs yapıp işleri iyice batırırdı.

 Baskıcılık demişken, Phobe'ya zorluk çıkarmasını beklerken tam aksini yaptı. Yani onun kararlarına saygı duydu, kendi başına hareket etmesine izin verdi. Bu da ayrı bir şoktu.

 Diğer hoşuma giden kısımsa "seni seviyorum" sözcüğünü eveleyip gevelemeden söylemesiydi, hikayenin sonuna gelmeden Phobe'ya açılmasıydı. Meğer James'in saçmalıklarına son vermesi için aşık olması lazımmış.

 Fakat bazı karakterler var ki aşık olsa da ayı olmaktan vazgeçmiyor. Evet, bildiniz! Bu kitabın sinir karakteri James değil, His Grace the Ass nam-ı diğer Maximus denen dük bozuntusuydu. Ulan bir insan hala mı bu kadar dediğim dedik, geri kafalı olur? Kız kardeşi o kadar olay yaşamış, hatta kendisine kaç kez karşı gelmiş, kitabın sonuna doğru hala "Seni koruyacak birini bulacağım, bu benim görevim. Senin durumun iyi olmadığı için kendini koruyamazsın." söylemleriyle okuyucunun kafasını yine güzel şişirdi. Artemis, sen buna dur diyemiyor musun bacım? Zamanında o kadar bu ayıya karşı geldin, şimdi niye kendini geri çekmeler? Geri çekince tabi ki de bu ayı böğürüp duracak. Apollo bebeğimin dediği kadar var. Tam bir ass'ın teki!

 Sonuç olarak Hoyt okuyucuya yine güzel bir kitap sunmuş. Ben bu ikiliden felaket beklerken mükemmellik çıkması iyi oldu. Sinir sayımı Maximus ile beraber 2 katına çıkarmadığı için James'e gerçekten teşekkürler. Phobe'ya saçma davranmadığından irrite kısmından sinir bozucuya geçmiş bulunmakta. Ama geçmişte Apollo'ya yaptıklarını unuttum sanma James efendi! Maximus, sen de tez zamanda geber inşallah!

Comments

  1. Her zamanki gibi kitabı senden yaklaşık beş sene sonra okurum :-)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yayın evleri işini düzgün yapsa da hepimiz aynı zamanlarda okusak :/ Bridgerton sayesinde historical kitaplarda artış yaşayabiliriz demiştin ama olmayacak. Başka tür, atıyorum korku, bir şekilde popüler olsa yayın evlerimiz koşa koşa o türde kitaplar çıkarır, nedense historical olunca yüzlerini çevirdiler. Bunda fırsatçılık aramadılarsa bu tür ülkemizde tamamen gömüşmüş demektir😞

      Delete
  2. oyy Hoyt severim ama seriden hiç okudum mu bilemedim şimdi :( ama anlatımın harika, gülümsettin beni :D sevgiler.

    ReplyDelete

Post a Comment