Son Söz Aşkın-Yorum

 

 Sophie Beckett, aslında bir kontun kızı olmasına rağmen ne Leydi Bridgerton’un meşhur maskeli balosuna gideceğinin ne de Beyaz Atlı Prensi’nin onu orada beklediğinin hayalini kurmaya cesaret edebilir çünkü kibirli üvey annesi tarafından köşkün hizmetçisi olarak kullanılmaktadır. Ama daha sonra, gizlice içeri girmeyi başardığı baloda çekici ve yakışıklı Benedict Bridgerton’un güçlü kollarının arasında dans ederken kendini kraliyet ailesinden birisi gibi hisseder. Yalnız ortada bir sorun vardır, saat geceyarısını gösterdiğinde bu sihrin sona ermesi gerekmektedir.

Kimdi bu olağanüstü kadın? O büyülü geceden sonra, gümüş elbiseli kadının güzelliğiyle adeta kör olmuş Benedict’in gözü başkasını görmez, ta ki kendini, ona garip bir şekilde tanıdık gelen hizmetçi kıyafeti giymiş o alımlı kadını içine girdiği tatsız durumdan kurtarmak zorunda hissedene kadar... Gizemli aşkını bulup onunla evlenmeye yemin etmiş olan Benedict, hayatına giren bu hizmetçinin nefes kesici güzelliğine yenik düşer ve onunla birlikte olmak için, içinde inanılmaz bir istek duyar. Peki kalbini bu hizmetçi kadına sunmayı düşünen Benedict, bir peri masalını andıran ilk aşkını feda etmeyi göze alabilecek midir?

******************************

Kitabı ilk kez 10 sene önce okuyup çok sevmiştim ama saçma salak dizisi çıkana kadar 2. kez okumak aklımda değildi. Sanırım daha o zamanlarda tekrardan okuyunca kitabın büyüsünü kaybedeceğimi hissetmişim ve günümüzdeki durumum ne yazık ki tahminlerimi doğru çıkardı. 

 Çok sevdiğim Benedict ne hatırladığım gibi tatlı ruhlu biriydi ne de aşık olunası. Çoğu okuyucunun dediği şekilde tatlı dilli ve sempatik tavırlı ama bir o kadar da zorba biridir Benedict gerçekte. Yine de Anthony gibi şımarık, işe yaramaz ve o kadar mükemmel özellikleri olduğu söylenen fakat içinin aslında kof çıktığı Colin gibi olmadığı için şükredebiliriz.

 Aklımdaki büyünün bozulmadığı tek kişi Sophie idi. Öncesinde de kırılganlığına rağmen güçlü duruşunu seviyordum, şimdi de öyle. 

 Ayrıca kitap, Bridgerton kardeşlerin annesi Violet'in varlığının işe yaradığı tek hikaye olma özelliğini de taşımaktadır. Hoş, Violet bu iyiliği oğlunu sevdiğinden değil, aksine başından def etmek için yapmıştır ama hayırlı bir sonuca evrilmiştir.

 Son olarak yokları oynuyor dediğiniz canımın için Francesca bu kitapta diğer Bridgerton kızları kadar yer kaplamaktadır yani o kadar da görünmez biri değil kendisi. Tabi yazar, milletin ağzına baktığından Francesca'yı unuttuğu için seriye yeni başlayanların bu söylentiden etkilenmeleri normal.

Comments

  1. Ben sevdiğim kitapları baştan okuma taraftarı değilim. Kitabı baştan sona okumam ama hoşuma giden bölümleri tekrar tekrar okurum. Bu kitapta da öyle okuduğum birkaç yer vardı.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Anca çok beğendiğim kitaplarda 2. okumayı gerçekleştiriyorum. Genelde ben de senin gibiyim kitaplar konusunda. Vaktimi okumadıklarıma ayırmayı tercih ediyorum :)

      Delete

Post a Comment