Çok Sevgili Bayan Bridgerton,
Kız kurusu gözüyle bakılan Eloise, Sonsuz Sevgilerimle adlı kitapta sonunda kendi mutluluğuna kavuştu. Ailenin düzgün 1-2 kişisinden olan Eloise her konuda söyleyecek bir çift sözü olan, fazla konuşkan, başkalarının işlerine burnunu sokmayı seven ama bunu abartmadan sorgulayan biridir.
Bu sefer Eloise'i farklı bir açıdan görüyoruz. Yine fazlasıyla konuşan ve çevresindeki olayları sorgulamaya devam eden biri fakat tanımadığı bir mekanda bilmediği insanlarla beraber olduğu için bu özelliklerini törpülemiş bir Eloise karşımıza çıkıyor. Açıkçası bu kitaptaki Eloise'i öncekilere kıyasla daha çok sevdim. Karşısındakilerle daha fazla empati kuruyordu, sorunlara hafifletici çözümler buluyordu. İçinde yaşadığı "bekar-evli" çatışması olmasa da olurdu fakat gözüme fazla batmadı.
Sir Phillip'i yıllar önceki okuyuşumda daha çok sevmiştim. Şimdilerde yaptığı bazı davranışlardan hoşlanmasam da yine de birbirinden angut 3 Bridgerton erkeğinden (Anthony-Benedict-Colin) ve beyinsiz Simon'dan daha oturaklı hareketleri olduğunu söyleyebilirim. Çocukluğundan beri yaşadıkları yüzünden sosyalleşme fobisi oluşmuştu sadece, sorunlarını Eloise ile çözebildiklerini umuyorum.
Kitabın diğer iyi yönüyse evlat pazarlamacı Violet'in en az göründüğü kitap olmasıydı. Hoş, bu muşmulayı hiç görmesek kitabın puanı daha yükselirdi ama ne yapalım, buna da şükür. Ayrıca ilk kez Gregory'nin bir derece ön plana çıktığı bir hikaye okuyoruz. Benim için diğer Bridgerton erkeklerinden daha iyi olacak her zaman. Son olarak atıcılık sahnesi iyiydi. Yine bütün uyuzluklarının ön planda olmasına rağmen Bridgerton erkeklerinin atışmaları güldürdü.
Fakaaat, yeniden okumada fark ettiğim bir şey var, kitap boyunca delirtti beni. Yazarın dilinden şöyle anlatayım:
"Eloise'e sosyal çevrelerde saygı duyuyorlar çünkü o bir Bridgerton, kimse onu geri çeviremez."
"Eloise çok sevilen bir insan, bir Bridgerton olması da bunda önemli katkıyı sağlıyor."
"Eloise arkadaşları arasında bekar kalmış olsa da sorun değil. Bridgerton ailesinden birine kimse hesap soramaz."
Anladık, Eloise bir Bridgerton! Onu o yapan özelliklerinin hiçbir önemi yok. İngiltere kralına dahi sorguya çekilir ama kıçıkırık bir vikontluk ailesi üyelerine kimse hesap soramaz. En iyi ve ahlaklı olanlar onlar, hep doğru yapan onlar. Iyy, ıyy! Quinn'nin "Bridgerton egosu" bu kitaptan itibaren başlamış! Midemi bulandırdı bolca.
Allah'ım ne olursun gelecekte bize bir daha Bridgerton karakteri gösterme!
bi tane okudum quinn ama sayende sempatim artıı okuycaam :)
ReplyDeleteBen tam tersi için uğraşıyordum ama sen bilirsin. Benim kadar çıldırmazsın umarım😀
Deletebiraz okuyayım da sonra bıkarım oluy :)
DeleteÖyle alıntılar koymuşsun ki ''Ay, ne Bridgerton'muş!'' dememek mümkün değil :) Ama normalde bunu kadınlar için değil erkekler için yapmazlar mı? Gerçi hem erkekte hem kadında yapılan iki türlüsü de çekilmiyor bu egonun :)
ReplyDeleteDoğrusu evet, unvanlar özellikle ilk erkek çocukta çok yüceltilir. Yazar hep aileyi yüceltiyordu ama burada abartı arşa çıkmış 😑
DeleteBu seriyi baştan mı okuyorsun?
ReplyDeleteDizi versiyonuna bakmayacağım ama aklımda kitap/dizi arasındaki benzerlikler/farklar bölümünü daha iyi hatırlamak için gözden geçirdim.
DeleteAçıkçası yıllar önce Daphne-Gregory-Hynacith'in kitaplarını sevmediğimden elden çıkarmıştım. Anthony-Colin'de annem kendisi elden çıkarmış. Annemin yaptığına o zamanlar üzülsem de şimdi bana çok büyük iyilik yaptığını anlıyorum :D
Sadece Benedict-Eloise-Francesca ve yazarın diğer kitapları elimdeydi ama şimdilerde göz gezdirince hem yazara olan sinirimden hem de çoğu hikayesini şimdi sıkıcı bulduğumdan eldekilerin çoğunu da çıkardım :D Yani ileride gelirse belki Francesca'nın kitabının yorumu gelir. Diğer kitaplar bir daha gelmez.
Şimdi elimde Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü, Kayıp Dük, Sana Muhtacım, Bana Sevdiğini Söyle kitaplarını elimde bulunduruyorum.