Kitap Okuma Alışkanlığım ve Historical ile Tanışmam


  Merhabalar. Bugün sizlere blog yazılarınızda yorumlar yaparken bölük bölçük bahsettiğim nasıl kitapsever olduğum ve historical türü ile nasıl tanıştığımdan bahsedeceğim. İkisi birbirleriyle bağlantılı olduğu için 2 yazıyı tek çatı altında birleştireceğim.

 Aileme göre kitap okuma aşkım küçüklükten beri varmış. 4 yaşında anaokulunda iken okul duvarına astıkları "Kandiliniz mübarek olsun." yazısını okuduğumu görmüşler ve hoşlarına gitmiş. Erkenden okumayı öğrenmem ananem sayesinde gerçekleşti. Ayrıca bazı geceler uyku saatimde babam kitap okurdu. Bu ikisinin birleşimi sonucu kitaplara olan merakım da başlamış oldu.

 İlkokul 5'e kadar düzenli bir şekilde kitap okudum, sonrasında uzun bir süre okumayı bıraktım. Artık okuduklarım yaşıma hitap etmeyen basit anlatımlı çocuk kitaplarından oluşuyordu. Okumaya devam edeceksem klasikler okumak mecburiydi fakat tahmin edeceğiniz üzere benim gibi ergenlik dönemindeki çocuklara klasikleri okumak çok sıkıcıydı. Ya kullandıkları anlatım biçimi o yaşlarda ağırdı ya da anlatılmak istenenleri tam olarak kavrayamadığım için okuması zor geliyordu. Ayrıca öğretmenlerin, öğrencilerin anlayabileceği kitaplar seçmesi yerine Suç ve Ceza, İki Şehrin Hikayesi gibi çok sayfalı ve okumak istemesek de ödev/kanaat notu gibi "teşvik edici" yöntemlerle bizlere bunları dayatmaları birçok gencimizi kitap okumaktan soğutmuştur. Şimdiki gibi tür çeşitliliği de olmadığı için bundan ben de nasibimi bolca aldım.

 Bu durum lise 2'nin ortalarına kadar gitti. Zorla götürüldüğüm Tüyap Fuarı'nda Ayşe Kulin'nin Veda kitabını almıştım ve kitabı severek okumuştum. Veda, benim kitaplara dönüşümün başlangıcı oldu. Sonrasında Veda'nın devamı ile yavaş bir şekilde okusam da kitapları sevmeye başlıyordum. 

 Historical sevgimin gelişmesini de şu olaya bağlıyorum: Bahsettiğim lise 2 içerisinde doğum günüm yaklaşıyor diye kendime kitap hediye etmeye karar vermiştim. Kitapçıda yeni çıkanlar arasında ya Gabrielle Kimm'in yazdığı Son Düşes'i ya da Julia Quinn'nin yazdığı Rüyalar Gerçek Olsa'yı seçecektim. Kaderimin çizgisinin nasıl gideceği Quinn'i bilmeden elimin gitmesinden belliymiş :D Ama seçimimi Son Düşes'ten yapmıştım. Kitap historical değil, tarihi kurgu türüne girse de baş karakterin masumiyeti, yaşadığı zenginlik ve çevresindeki entrikalar çok cezbediciydi. 

 Hikayeyi çok beğenince buna yakın kitaplar aramaya başladım ve aldığım 3 kitapla historicale tamamen giriş yaptım. 

 Historicalde okuduğum ilk kitap Georgette Heyer'in Aşka Bir Şans Daha isimli kitabıydı. İlginç olan kısımsa yazarın aslında historical edebiyatta bir tür olarak adlandırılmadan önce eserler yayınlamasıdır. Yani yazarın eserleri 1920'ler-1960'lar arasında yayımlamıştır, historicalin tür olarak kabul edilmesi ise 70'leri bulmaktadır. Fakat Georgette'nin eserlerini historicalin ön ayağı olarak saydıkları için yazdıkları türün içerisine giriyor.

 İkinci olarak Victoria Alexander'ın Sonunu Bile Bile hikayesini okumuştum. Historicale aşık olmamı sağlayansa üçüncü kitabım olan Julia Quinn'nin Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü kitabı olmuştu. Şu anda Quinn'i sevmesem de bu hikaye ilk aşkım olduğu için kalbimde özel yeri olacak. Daha doğrusu tatlı ve aşık Miranda Cheever karakteri. 

 Zaman içinde başka türlere de şans verdim. Klasiklerle artık barış halindeyim, bilim-kurgunun hayal gücüne hayran kalıyorum, ısınamadığım türler olsa da onları okuyanları eleştirmiyorum, saygı duyuyorum, eleştirilerim yayın evleri bazında oluyor.

 Lise 2'den itibaren düşünecek olursak 10 senelik bir okuyucuyum ve bu durumdan fazlasıyla mutluyum.😊

Comments

  1. Judith McNaught Mutluluk benim ilk okuduğum historical romance kitabıydı. Kitapçıda arkasını okuyup almıştım. O kadar büyük bir zevk ve heyecanla okudum ki, internette yabancı sitelerde yazar arayışına girmiştim. Türün büyüklüğü beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü benim de en sevdiğim historical kitaplardandır. Ikinci kitap nedense beni çok etkilemedi. O yüzden serinin üçüncü kitabını almadım. Belki de yıllar sonra çıktıkları için hevesim kaçtı. Tek bildiğim türü çok sevdiğim. Keşke yayınevleri gereken değeri verse. Bizi bir iki yazara mahkûm ediyorlar. Seçim yapma şansımız hiç yok. Hâlbuki diğer türler öyle mi, deniz derya, düşününce sinirleniyorum. Klasik kitaplarla aram her zaman iyi oldu. Küçük yaşta klasiklerle tanıştım. Hep sevdim :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Judith, bizim ülkede türü sevenlerin ilk göz ağrılarındandır. Ne yazık ki benim en sevmediğim yazarlar içinde ilk 3'te yer alır. Sanırım kafa yapısı olarak da eskilere göre yazıldığı için kalemini sevemedim. Mutluluk'u okumuştum, en hatırladığım kısım atın bile düşüncelerini okumamızdı, evet bildiğimiz hayvan olan at :D

      Quinn'nin Bevelstoke serisini Bridgerton'a kesinlikle tercih ederim. 2. kitabı ilk okumada çok sevmiştim ama diğer okuyuşumda ben de senin gibi pek etkilenmemiştim. Son kitpta Sebastiaan'nın sırrı hariç öyle ahım şahım bir şeyi yoktu.

      Demek ki doğru klasiklerden başlatmışlar veya başlamışsın, o yüzden küçüklükte seni korkutamamış tür :D Keşke bana da o kısmet vursaydı :)

      Delete
  2. Küçük yaşlardan okuma isteğinin olması çok güzel ve sonrasında da etken oluyor. Okumak insanı mutlu ediyor, kitaplar mutlu ediyor. Historicale konusunda biraz zayıfım ben:) Zaman içinde sevebilirim umarım:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Doğrusu eskiden kitaplar daha çok mutlu ediyordu beni. Son birkaç aydır kitap alamamaktan veya fazla İngilizce historical okumaktan eskisi kadar okuyamıyorum :(

      Umarım historicalde seveceğin yazarı bulabilirsin :)

      Delete
  3. Çok güzel bir yazı olmuş. Benim bloguma da beklerim
    Duygublog16.blogspot.com

    ReplyDelete
  4. Okuma aşkı doğuştan geliyor galiba, 4 yaşında başladığına göre. İyi ki de öyle olmuş. :))
    Yazıyı okurken bir yandan, kendi okuma serüvenimi düşündüm ben de. Her türden okumaya çalışıyorum ama historical türde birkaç kitaptan öteye gidemedim nedense...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ben tahminimi ananeme bağlıyorum. Hoş, o bile Kur'an harici pek okumazdı, nasıl olduysa bana bir şekilde bulaşmış kitap okuma sevgisi :)

      Benim de okumaya çalışıp devamını getiremediğim türler mevcut. Örneğin polisiyede sadece Agatha Christie okuyabildim.

      Delete
  5. Öğretmenler, insandaki kitap okuma aşkının katilleridir, net :D Ben sevdiğim kitap türünü bulana kadar hiç kitap okumadım neredeyse :) Sonra şans eseri okumaya başladığım kitapta iki karakter öpüşsün diye kitabı merakımdan bir günde bitirmiştim hahaaha :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Aslında öğretmenler değil de bizim eski kafa müfredatlar kitap okuma katilleri diyelim. Öğretmenlere sorsak "Bize ne vermişlerse onu okutmak zorundayız" diyorlar genelde :D Ama 1000 sayfalık kitap da okutulmaz ki 13 yaşındakine :D

      Ahaha, öpüşme için kitap okumak da güzelmiş. O zamanlar için konuşursam, pek okumayan biri olarak ben de çift birleşsin isterdim :)

      Delete
  6. Ben lise yıllarında Beyaz Dizi denilen kitaplardan alıp okuyordum. Hatta o zamanlar ikinci el satan bir yer bulmuştum. Tanesi 1,5 liradan satılıyordu. Yüze yakın kitap okumuşumdur. Keşke onları listeleseydim, şimdi hiçbiri elimde yok. Ne okudum, ne kadar okudum bilmiyorum. Aralarından bazıları çok güzeldi.

    Historicalla benim ilk tanışmam da Judith McNaught ile oldu. O zaman çalıştığım okulda bütün kadın öğretmenler kitaplarını okuyorduk. Sonra bir gün kütüphanede okuma şenliği için kitap seçerken Julia Quinn'den Cennet Gibi'yi aldım. Kitap hakkında bilgim yoktu, kapağı hoşuma gitmişti. Kitabı sevince devamı geldi.

    Brenda Joyce ve Hoyt ile senin sayende tanıştım. İkisi de en sevdiğim yazarlardan oldular. Şimdi ne bulursam okuyorum :-)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Beyaz diziler düşündüğümden daha meşhurmuş ülkemizde. Herhalde basımı da kolay olunca zamanında çok basmışlar. Türün basımının bitmesi de 3-4 seneyi buldu şimdilik. Klişe de olsa bazıları iyi geliyordu okurken :)

      Bizde genelde Judith-Julia-Julie ile historical başlangıçları oluyor. Zaten ülkede isimleri 3J diye geçer :D

      Bu arada Lisa Kleypas nereden akıllarına gelmişse yıllar sonra Epsilon yeni serisini basmaya karar vermiş ama o kapak olmayaydı çok daha iyi olurdu :D Julia'ya yakın yazdığını düşündüğümden istersen Lisa'yı da deneyebilirsin.

      Brenda'ya yakınsa Kathleen E Woodiwiss önerebilirim. Kendisi türü ortaya çıkaran kişi olduğundan asıl kraliçe oluyor :)

      Delete
  7. En azından sevdiğiniz tarzını bulmuşsunuz ve içerikleriniz zaten hep bunun üzerine, okuduğum bir tarz değil ama sayenizde meyletmeye başladık 😁

    ReplyDelete
  8. Sanırım ben hiç historicol okumadım. Niyeyse sevmezmişim gibi geldi hep. Bana tek bir kitap öner, onu okuyarak başlayayım. Ama seri olmasın.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Romantik tür genelde klişeye kaçtığı için pek sevilmiyor, o yüzden isteksizliği anlıyorum. Ben de young adult türüne karşı aynı duygular içindeyim. Bir gün kırarım o önyargıyı umarım😊

      Bence benim son yazıma değil, linkini verdiğime bak. Orada seri olmayan kitapları yazmıştım.

      https://belleninkutuphanesi.blogspot.com/2021/02/tamamlanms-historical-serileribolum-9.html?m=1

      Delete
  9. Ay zaten yazmışsın, ben son yayın diye bunu görmüşüm. Oradan bakayım.

    ReplyDelete

Post a Comment